Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hey... bizim acelemiz var.

Bizim hep acelemiz var hemde rüzgara yetişmek için. İnsan neden mi kovalar rüzgarı. Çünkü biz büyüyünce uçurtma olacağız. Uçurtma olacağız dediysek sebebi var tabi. Rüzgarın bizi yukarıda tutmasına ihtiyacımız var, çünkü yürümeyi bilmiyoruz. O kadar çok düşüp kalktık ki bizi kaldırmaya çalışan ellerin de kirli olacağına inandığımızdan uçmak istiyoruz sadece. Kimsenin kiri bulaşmadan üstümüze, kimseye bulaştırmadan kirimizi hemde. Buna nasıl mı karar verdik ? Defalarca düştükten sonra alışmanın verdiği umursamazlıkla kalkar ya insan, sondur o hani, bilirsiniz artık alışkanlık olacaktır bundan sonrası ve kaparsınız gözlerinizi, sonra rüzgar dokunur ya teninize: -burdasın der, - buradayım. Önce birlikte acı çekmeyi öğrenirsiniz. Soğuğuyla ısınırsınız aslında, saçlarınızı havalandırır ve içinize dolar. Dersiniz ki buna alışmam gerek ve o der çoktan alıştın. Sonra ona bağlanırsınız. Saçlarınızın uçuşmadığı günler geri kalan her şey boştur. Bir rüzgar bulmak için kendinize olmadık fırtınalar