Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sonsuz Komedya

Yalnız gezgin ruhlar içindir.  Çadırın kapısında böyle yazıyor diye ne söylenmişti Homeros. Neymiş: bize gelen adam ne anlarmış bizim felsefemizden, işimiz gücümüz olduğundan fazlasını beklemekmiş insanlardan. Paramıza bakmalıymışız paramıza. Paranız yoksa yazdığınız kitabı bile basmazlar, siz hala aforizma kovalayıp durun diye başımızın etini yedi tüm yaz. Çadırların işletmecisine Homeros deme sebeplerimizin başında tabiki yer yer çadırın esas sahibinin ağzından konuşması geliyordu. Yani para kasasının insanlaşmış hali. Çünkü insani olarak bize katıldığı konularda dahi başka türlü kararlar alıp bizi bir diktaya mahkum edebiliyordu. Sonraları da öğrendik ki çadır sahibine de kendi çıkarı söz konusu olduğunda bizim hakkımızda uygun olmayan şeyler anlatıyormuş. Haliyle bizim kızlar çadırında Antik Yunan'a bayılan ama Truva Atı mitini Homeros'dan değil de Thukydides’den dinlemeyi seven Coco'nun çadır işletmecimize taktığı ad buydu. Ona söylenirken işi romantizme vur

Şeylerin Münferit Diktası

"Hangi anlam yeğlenen anlam olacak?" Jamaikalı ünlü sosyolog Stuart Hall'in kaygısı bu. Onun kaygısının ve tüm insan hakları savunucularının vardığı temel nokta ise " hakikat ". Çünkü hakikatın belirlenmesi talep ve uygulamalar için temel sağlayacaktır konu insan hakları ise. İnsan haklarını önemli ve birincil sıraya getirebilmek için de toplumsal rızanın hakikat ile tekrar yaratımı gerekli. Burada atlanmaması gerekli bir nokta daha ise doğruluk ile hakikat ayrımı. Suavi Aydın'a göre (2017) hakikatı, olan şey olarak alabilirken doğruluk hakikatin yansıtılma biçimini ifade eder daha çok. Yani ortada olanı bilmekle onu aktarmak aynı şey olmadığı zaman kendi diktanı kurmaya tam oradan başlıyorsun demek de aynı zamanda tüm bunlar.  Her ne kadar ona Fuko deyince içimi acıtsada çok sevgili Foucault'nun Parrhesia 'sından bahsetmezsek de ayıp ederiz. Bu kavramın ilk kullanımı Antik Yunan'a dayansa da ve anlamı hakikatı söylemek olsa da Fukoc