Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hadi biraz yan yollardan bahsedelim.

Önündeki koca ve yıkılmaz bir duvarsa kendine her zaman ileri gitmek zorunda olmadığını hatırlat. "Size düşündükçe ilerlemekte zorlanacağınız şeylerden bahsedeceğim biraz. Korkun diye değil sırf yan yolları da bilin diye. Dünyanın en garip ironisi olabilir.  İstismarcıların davranış kalıplarının arkasında sizin kaldırabileceğinizden daha derin korkular ve acılar yatar. Uzun süre duygusal istismara maruz kalan insanların ise çektikleri acıları direnebilir kılmalarının altında karşı tarafa acıyan bir yanlarının olmasının payı vardır.  Cinsel istismara maruz kalan insanlarla o anları konuştuğunuzda dahi karşı tarafın sevgisizliğini cinsel başarıyla örtmeye çalıştığını gözlemleyebilirsiniz. Hatta "stockholm sendromu" bunun en güzel örneklerinden olabilir. İşkencecinin acısını içselleştirmek ve onun acısının sizin canınızı yakarak bir nebze olsun azaldığını bilmek. " Böyle yazıyordu kitapta. Bugün boş günüydü kampın. Pazartesi kimselerin eğlenmeye ayır

Hadi biraz aşktan konuşalım.

"Günah, kendini reddedişle başlar." Nasıl mutlusun. -Aşk. Gözlerinin içi gülüyor. -Hani böyle her şey birden durup başka bir zaman diliminde akmaya başlar ya öyle. Hayatım boyunca hiç sakin kalamadım, kafamın içindeki sesler bir gün bile susmadı. Ama şimdi dokunduğum sandalyeyi bile hissediyorum. Dünyaya yalnız bunları hissetmek için gelmişim gibi. Sandalyeye dokunduğumda duran ve hiç bu kadar gerçek olmamış zaman ve bir de o. Bu bile üzerine oturup saatlerce düşünebileceğim bir şey anlayabiliyor musun ? Bir sandalyeyi izlerken ona sahip olduğum için şanslı olduğumu düşünmek. Garip miyim biraz ? Herkes de böyle mi oluyor, bendeki abartılı mı geliyor kulağa ? Anlatınca deli gibi mi görünüyorum? Ama öyleyse bile ben hiç bu kadar akıllı gibi hissetmemiştim ve ne söylersen söyle yine umursamayacağımı biliyorum, ne garip ama ne iyi.  ... Şöyle geçirdim içimden bugün sevdiğin adamın yatağında dans edebiliyorsan -iki türlü hem de- aşktır o. Dünyanın en aptal

Azıcık deli, azıcık şaşkın, azıcık aşık.

Önündeki koca ve yıkılmaz bir duvarsa kendine her zaman ileri gitmek zorunda olmadığını hatırlat. "Size düşündükçe ilerlemekte zorlanacağınız şeylerden bahsedeceğim biraz. Korkun diye değil sırf yan yolları da bilin diye. Dünyanın en garip ironisi olabilir.  İstismarcıların davranış kalıplarının arkasında sizin kaldırabileceğinizden daha derin korkular ve acılar yatar. Uzun süre duygusal istismara maruz kalan insanların ise çektikleri acıları direnebilir kılmalarının altında karşı tarafa acıyan bir yanlarının olmasının payı vardır.  Cinsel istismara maruz kalan insanlarla o anları konuştuğunuzda dahi karşı tarafın sevgisizliğini cinsel başarıyla örtmeye çalıştığını gözlemleyebilirsiniz. Hatta "stockholm sendromu" bunun en güzel örneklerinden olabilir. İşkencecinin acısını içselleştirmek ve onun acısının sizin canınızı yakarak bir nebze olsun azaldığını bilmek. " Böyle yazıyordu kitapta. Bugün boş günüydü kampın. Pazartesi kimselerin eğlenmeye ayır