Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ankara Caddesi *Konya..

yaşam ve ölüm nasıl içiçeyse öyledir ankara caddesininde sokakları alay edercesine.... boylu boyunca böler şehri sanki dünyayı bölermiş gibi yada haddimizi bildirmek ister gibi bir yanı ölüm bir yanı yaşam.... hergün aynı caddeden kaç kere geçtiğimi hatırlamıyorum bile ama ne zaman adımımı atsam ankara caddesi daha başkadır hep... önce selamlar seni yolu düşenlerin mutlaka bir iki sara nöbetine denk geldiği ama gerçekten hasta olup olmadığını kimsenin bilmediği hatta bilmekte istemediği biz çok akıllıların deli diye adlandırdığımız dilenci mustafa.... aman buna hiç birşey olmaz diyerek uzaklaşan yolun kesintisiz müdavimleri bir yana acaba yardım etsemiydim diye annelerinin sıkı tembihlerinden sebeple hızla uzaklaşan küçük kızlar vardır yolunun başında.. bir yanda insanlık ve korkular bir yanda ise dilenci mustafa... çoğu kişi vicdanın korkusuna karşısına geçer caddenin hani mezarlık önündeki çına

Şairler Ölmeli

artık susmalı şairler tıpkı mezar taşları gibi Yada sığdırmamalılar bir kelimeye ölümü,aşkı,ihaneti kuş kanadı,kelebek ömrü derken yazdıkları şiirleri atmalılar boğazdan ki istanbul bile görmeli Görmeli ki sevmeli artık köprüaltı tinercilerini sözde kaderdaş sigarası diye çektikleri tiner yerine pahalı tütünleri öldürmeli sinsice yalnızlık türküsü çalıpta aşka aşık şairleri Yazmışlar peki ya bilirlermi halimi Ne çok acı çektim ve nasıl kayıp gitti hayatımın ipleri iki üç boyalı kelime ve finalde yapılan gövde gösterisi ne siler gözyaşlarımı ne de getirir kaçıp giden benleri yada hissettirmez her şey aslında bu kadar basitmiş gibi Aşk değil acı yazdırır derken unutmuşlar mı aşktan ölen ferhatla şirini ya da hangisi ölmüş ithaf tarafı ölmeden önce şiirinin şık kelimeler giydirirken üstüne o edepsiz dizelerin bir şeylerin değişmeyeceğini bilmemiş mi sözde usta kalemleri iki satır daha eklesin diye tecrübe ettikleri tenleri dizelerde sallandırıp üstüne ne hadsizliktir aş