Ana içeriğe atla

Ankara Caddesi *Konya..






yaşam ve ölüm nasıl içiçeyse öyledir ankara caddesininde sokakları alay edercesine....

boylu boyunca böler şehri sanki dünyayı bölermiş gibi yada haddimizi bildirmek ister gibi

bir yanı ölüm

bir yanı yaşam....

hergün aynı caddeden kaç kere geçtiğimi hatırlamıyorum bile ama ne zaman adımımı atsam

ankara caddesi daha başkadır hep...

önce selamlar seni yolu düşenlerin mutlaka bir iki sara nöbetine denk geldiği ama gerçekten hasta olup olmadığını

kimsenin bilmediği hatta bilmekte istemediği biz çok akıllıların deli diye adlandırdığımız dilenci mustafa....

aman buna hiç birşey olmaz diyerek uzaklaşan yolun kesintisiz müdavimleri bir yana

acaba yardım etsemiydim diye annelerinin sıkı tembihlerinden sebeple hızla uzaklaşan küçük kızlar vardır yolunun başında..

bir yanda insanlık ve korkular bir yanda ise dilenci mustafa...

çoğu kişi vicdanın korkusuna karşısına geçer caddenin hani mezarlık önündeki çınarlı yola....

nedense hep korkulur mezarlıklardan....

hangisi hafif diye tartar iş dönüşü yorgun amcalar günden dönen elişi çantalı hanımlar...

ve seçim yapılır ya ölümler ya dilenci mustafa...

küçük yerden gelmenin şaşkınlığıydı belki de

taşlaşmış hatta taşlaşmak zorunda kalmış kalplerin varlığını garipsemek...

ki yaramazın birine çantamı kaptırana kadar direnmedim de değil ama öğrendim çok zormuş Ankara Caddesi'nde yürümek...

yine de bu caddede en çok sevdiğim şey nedir bilir misiniz ? o çınarlı mezarlık yolundan yürümek ..

evet daha seyrektir karşıki kaldırıma göre gelip geçen belki ama daha güven vericidir sessizliğe ,

ölümlere hatta yeşil örtülü bir sandukayla karşılaşmadan geçmediğiniz bir gün olmamasına rağmen...

Ağlayanları olur kimi zaman sandukanın arkasında kimi zamansa olmaz kimsesi

sense yürürsün öylece tıpkı parmağınla çizdiğin su damlası gibi

geçtiğin hayatlara seyircisindir ve o hayatlarki sanki yokmuşsun gibi alır yine eski halini...

sonra sende girersin başka yollara telaşı vardır cevapsızlığın edepsiz sorulara..


ya ben olsaydım o'nda...

ağlayanım olur muydu ardımdan yada ne kadar sürerdi unutulmam acaba özlenir miydim ara sıra...

ya ben kimi özlerdim en çok ayrıldığımda

kim atsın isterdim ilk toprağı şu yorgun vücuduma...

düşünme fırsatı verilir miydi de özler miydim hayatı acaba

dön deseler döner miydim tekrar hayata yada dönmek isteyen olmuş mudur ki

sorsam söylerler mi şu geveze mezar taşlarına..

yaaa böyledir işte... bir bakmışsın almış seni avuçlarına ...

nasılsa Ankara'da kaybolmak her gün her adımda

Ankara Caddesi'de çıkmaz adının kuralları dışına...



cennetle cehennem gibidir mesela

bir yanı cennet diğer yanı cehennemi anımsatır dikkatli bakanlara...

çınarlı yoldan geçen yüzlerde bir dua bir fatiha varsa

karşı yolda dünya'dan koparamadıklarının hesabı vardır akıllarda

ki yansır gözlere hatta bazen dillere bile...

birde ortası vardır

nasıl bölerse Ankara caddesi bu geceden kalma şehri

orta refüjde böler ankara caddesini..

karasızlıktır aklımdaki ismi

yani benim yerimdir aslında her ne kadar sevsemde ölümleri

çok zaman oldu diğer tarafa geçmek için ortaya geçeli ama izin vermedi seçim yapmama


ne Ankara ne de Ankara Caddesi....

akar onlarca araba yanlarımdan..

izlerim burdan dört koca mevsimi...

ama hiç uğramaz ne kışın soğuğu nede baharın ılık nefesi...

kararsızsan yoktur hiç bir şeyin

layık görmez kurumuş yapraklar bile kararsızın ayakları altından olsun ölümleri ...



koca bir evrendir burası bambaşkadır bildiklerimizden....

aynasıdır okuludur belki ama farklıdır gerçeği bize öğretilenlerden...

kan,irin,çamur ve yaşlar vardır asfalt yerine ki yolun düşmüşse seninde bulaşır üstüne..

uzaktır belki adını aldığı şehirden ama aynıdır şarkıları....

aynıdır taşıdıkıları onlarca gizin haritasını yakmaktaki fesatlıkları...


ama nasıl sevilirse can acıtan ,ömür çalan aşklar

hatırlattıkları nefret uyandırmaz adını aldığı şehrin gölgesinin ...




gün gelir kavuşur mu yada kavuşturur mu bilinmez ...

söylemez ya da hangisini seçmek gerekir yolundaki işaretlerden...

ne kadar doğrudur zaten medet ummak taştan topraktan caddelerden







asar seni gölgesi

belki keser nefesini

ama hayatı öğretir ya

o yüzden hep söylerim ki

burası hem ANKARA hem ANKARA CADDESİ...

Yorumlar