Lolié'nin uzun süren sessizliğinden oldukça korkmuştu. Hayatı boyunca bildiğini sandığı şehrin, bilinen bir ormanında, bilinmeyen bir nehrinin kaynağında çırılçıplak yüzerken bulmuştu kendini... Güneş parlıyordu tepede, kuş sesleri şarkılar fısıldıyordu ve her yer taze yosun kokuyordu. Yosun kokusundan nefret ederdi. Ortamlarda deniz sevdalısıyım diye geçinir ama denizin beslenme çantası onun içini ürpertirdi. Üstelik bilmediği sularda yüzmeyi de sevmez, böcekti, balıktı, kestiremediği ne varsa hepsinden çekinirdi. Canı kıymetliydi. Ayaklarına taşlar batarken eli yosun tutmuş bir kayaya çarpınca da birden paniklemişti. Aslında her şey peri masalı gibi derdi bu anı bir kitapta okuyor olsaydı şayet. Ama yaşarken kontrolü dışında gelişen şeyleri, gel gelelimki hiç sevmezdi. Geçmişi biraz olsun unutmak ve ne istediğini bilememenin acısıyla kendisini kendisinden daha kötü şartlarda olan insanların arasına atmak için uğradığı çingene karnavalında yolu, arzularının peşine düşmesiyle bura
Yorumlar
Yorum Gönder