Ana içeriğe atla

Deniz Etkisi / Çarpışan Arabalar






Edgar Amca'yla başlıyoruz : ''Olduğun herşeyken şimdi, olmadığın şey olma. ''

Değişmeyecek olguya adanmış bir yazı var karşınızda!

Niye böyleyiz nedir yani birbirimizi sevmemiz için illaki kuralları mı kullanmalı...
(ayr.bkz. İmla kuralları sizi de sevmiyorum.)

Çok yaklaşırsan kaçarım.
Çok konuşursan kaçarım.
Çok kendin olursan hiç durumam.
Beni kandır seni seveyim.

Tanrım delirmiş olmalıyız.

Aslında çoğu zaman korkuyoruz belki ...
Düşünsenize biri hayatınıza pat diye girdi diyor ki hey adamım sevdim seni şimdi beni dinle, -sana güveniyorum.

Aslına bakacak olursak dillendirince bende ürktüm biraz peki şöyle diyelim; düşünce temelli olmasın her şey sonuçta odun değiliz.
Hiç mi hissetme yeteneğimiz yok.

Biri varken hayatınızda/karşınızda/yanınızda/odanızda (her neyse işte) onu matematik denklemi gibi görmüyorsunuz değil mi ? Peki dünyanın en mükemmel şeyi olduğu için mi duruyor durduğu yerde, düşünün arkadaşınız abi yapma nasıl bir mide var sende derken siz karşınızda hayatın anlamı durduğunu düşünürken bunda bir gariplik yok mu ?
Tabiki yok çünkü hisler var. Nasıl oluyor niye oluyor bilmiyorum ama buna engel değil yaptığımız hiçbir şey. (Biliyorum, biliyorum dünya kadar felsefe konusu var hisler adına ama ne sizi nede kendimi sıkmayacağım ve hemen geçiyoruz burayı o yüzden)

Demek istediğim biri gelir (her kim olursa olsun) ve eğer o gelmişse, bu dünya döndüğü için değil üzerinde durduğunuz yol onu getirdiği içindir, kasmayın.

Yolda yanınızdan geçen dünya değişse de değişmeyen ter kokulu amcalar gibi mesela onlar bile size o an için bir şeyler fısıldar... Tamam kabul kokuları berbat ama kimi zaman emeğin kokusu siniyor üzerlerine ve bedenden daha önemli koşullanmışlıklarını izliyorsunuz. Ve aynadaki haliniz fazla sıkmıyor canınızı öyle zamanlarda...

Tabi bu anlattığım yolda yanınızdan geçen amca yerine yolda başlamış bir aşk hikayesi olsaydı, daha bir sükse yapardı biliyorum. Bahsettiğim tamda bu aslında birbirimize şunu söylemeyi bilmiyoruz/söylemeliyiz:

''Gözlüklerini çok sevdim, değişelim mi bebeğim.''
(ayr.bkz. pantolonunu çok sevdim...)

Geldiğimiz yollar bambaşkayken karşınızdaki insanın çok fevri,
çok geveze, çok abaza, çok bilmiş, çok şımarık, çok somurtkan, çok sessiz hatta belki çok öküz olduğu kararına nasıl varabiliyoruz ? Bu açıkca şu demek: benim yolum, benim yolum, senin yolun benim yolum değilse s.. git sen insan mısın!. ( ayr. bkz. Kızlar küfür etmemeli!) ,(ayr. bkz. Ben insan değil miyim?)

Kendi gözlüklerimizle yeterince mutsuz ve huysuz değil miyiz ?
O zaman bir kereliğine gerçekten çok fevri,
çok geveze, çok abaza, çok bilmiş, çok şımarık, çok somurtkan, çok sessiz hatta belki çok öküz olalım başkasının gözlüğüyle ne çıkar... Sonra bunu sık sık yapalım... Kırmayalım hiç kimseyi (*gerekmedikçe) ve kalıplarımız olmasın.
Sınırlar olmasın demiyorum doğan veyahut ölüme geçen her yalnız ruh varoldukça sınırlar/sınırlarımız olacak ama dünyaya kasılmak için gelmedik sevgili vuvuzela.

Mesela ben bunu hep yapıyorum, çocuk oyuncağına çevirdim çünkü hayatı karşımdaki/önümdeki/arkamdaki her çeşit insan size sesleniyorum: Attığınız her adım hayatımdaki varlığınızı anlamam için bir kanıt niteliğinde ve ben bütün kanıtları yiyen obur rolünü oynuyorum/şimdilik. Kişisel yargılamayın ama kişisel anlayın beni, lütfen.


Şu aralar göbeğimle alakalı sorunlarım var. (ayr.bkz.kimin yok ki ?) (ayr.bkz.patates kızartması,çikolata,waffle ve türevleri...)
Bu gerginliğimi ve bilmişliğimi göbeğime bağlayın ve göbeğim adına reca ediyorum,lütfen:

Kaçık,sorunlu,çocuk,öylesine,böylesine,gerzekçesine,akıllıcasına,uslucasına biri olduğumu düşünüyorsanız çekinmeyin,söyleyin. Ve biri size bu sıfatları yüklüyorsa yada siz birine yüklüyorsanız işin 'neden' kısmını yaradandan ötürü diye geçiştirmeyin. Çünkü herkes kendi bilmişliğinde ilerlerken aynı acılara saplanarak yürüyor yollarını ve çıktığı zaman o bataklıktan ondan sonra düşenlere gülüyor kahkahalarla önündeki bir başka bataklığa düşmeden önce. Ve bu gerçekten çok sıkıcı : )

Nefes alın, nefes verin ve canınızı sıkan her kim olursa olsun çekinmeyin söyleyin:
Ben böyleyim.

(ayr.bkz.Candan Erçetin )

Son olarak bu ara çarpışan arabalara bindiniz mi hiç ?
Bence mutlaka deneyin! Niye bu kadar eğlenceli birilerine çarpmak sonra birilerinin size çarpması bilmiyorum ama çocuklar diyor ki : çikolataaaa, dondurmaaa zıpla, sırıt ve bağıırr... : )


rumuz: çikolataensevdiğim.

Yorumlar