Ana içeriğe atla

Umutlarım,Yollarım,Bulutlarım







Bazen aslında gerçekte neye üzüldüğünü karıştırıyorsun ya, ne kötü.
Kötü olan tek kaybedilenler de değil bazen, kazanılamayanlar, unutulanlar, korkulanlar var birde...

Dönemem diye şartlandırdığımız o kadar köşesi var ki hayatımızın, yapabilirsin dediğinde biri onu yalancı çıkarıverme heveslisiyiz marifetmiş gibi.
Ve korkularla yürünen yollarda en çok terkedilmeye alışmışken, bazen yine de biri kalsın isteriz nasıl olacaksa. Gitme diyemediğimizden kaçırırız da gözlerimizi kalma ihtimali hep ısıtır içimizi. Haklıdır gidenler biliriz oysa. Korkularını hiçe saydığımız ve gözlerini yadsıdığımız biri nasıl olur da tutunur karanlığımıza.
Ama insan olmak hep bir umut, beceriksiz olsakta, kalpsiz sayılsakta...

Birde sonrası hep yoldur umutların... Yolların üzeri ise hep bulut.
Bulutlar aslında ne büyülü dünya!
Bir tepeden içine atlasan sanki saklayacakmış gibi seni kollarında...
Ama hayır hiç kimse o kadar masum, o kadar beyaz olmadı ki yer etsin bulutlarda...
Aşkta böyle belki...
Onda yer edecek kadar masum olamadık hiçbirimiz.
Bir hevesle atladıkta tepelerden çakılıverdik en dip kuyulara korkusuz.
Canımız yandı da yine beyaz olan aşktı, bildik.
Suçlanacak kendimizden başka siyah olmadığından biz ne olursa olsun bulutları hep sevdik.


Bazen aslında gerçekte neye üzüldüğünü kendine bile itiraf edemiyorsun ya,
işte en kötü.
Umutların yolları, yolların bulutları hatırlatıyor hep.
Gitme diyemezsin biliyorsun!
Ellerin artık çocuk elleri değil diyor zaman sonra.
Sen, sadece gülümsüyorsun.








...


Bazı insanlar bazılarından dışardadır. İçeride olanlar dışarıda olanlara göre dışardadır tabi birde. Nasıl diye sorgulamak yerine sadece anlatmak gerek bazen diye düşünürüm hep. Söyleyebilirim olması gerekeni ama hissedemem çünkü.

Yorumlar