Ana içeriğe atla

Yeşil Işık, Soğuk Su





ayaklarım üşüyor, ellerimde. 
bilmediğimden değil, bilip anlayamadığımdan.
anlamadığın şeyleri olduğu gibi kabul et diyorlar.
ama bu her zaman daha büyük bir acıyı doğuruyor.
anlamaya çalıştığında ise yadırganıyorsun, dışlanıyorsun hatta.
sessizlik oyununu bozmamalı.
kurallar belli, baş belli, son belli.
suçlamak değil istediğim, 
oysa farklıysa sözlerim
-ki hep öyle olmalı bildiğim.
anlamak yerine savunmak oluyor gördüğüm
oysa anlamaya çalıştığım için düşünüyorum bu kadar
anlamadan sevilmesi gerekmiş çoğu şeyin
anlamadan kabul edilmesi
derinleştikçe karmaşıklaşıyormuş her şey
karmaşıklaştıkça korkutuyormuş
ışık gökyüzünde diyorlar, haklılar belki
ama yerin altında da su bulmak istiyorum ben.
çünkü ışığı da seviyorum, suyu da.
bu yüzden belki karanlık ile aydınlık arasında asılı kalmam.
bu yüzden yalnızım.
çünkü ya yerin altında yaşamayı seçer,
ya gökyüzüne yakın kalmayı kahramanlar,
oysa benim tek derdim öteki olmamak 
herkesten her şeyden almak
ama ya ışıksın ya su diyor kuyu başı bekçileri
ve arada olan başkaları varsa da 
görmüyoruz birbirimizi, bulamıyoruz ya da. 
bazen kararsızlığımın lanet olduğunu düşünüp 
ikna olmaya karar veriyorum
ama onların tek derdi seni kendi taraflarına çekmiş olmak istemeleri
sonrası yok
sonrası yalnız
sonrası ışık.
ya da onların tek derdi seni kendi taraflarına çekmiş olmak istemeleri
sonrası yok 
sonrası yalnız
sonrası su. 

arada yaşarım diyorsun işte böyle.
kimse seni anlamıyor diye yakınmıyorsun
çünkü en başta kendini anlamıyorsun
yine de umuyorsun
arada olan birileri olmalı,
olmalı,
çünkü biliyorsun. 





Yorumlar