Karşıyaka
Sabah ruhun uçup gider de, öğleden sonra topraktasın…
Uyumaya yattığın yataktan çiçek olarak uyanacaksın.
Hayat dediğin bu!
Hayat dediğin bu kadar…
İstediğin kadar yüklen sevdiğinin küfesini
Gün sonu dön ve iyi bak…
Hasta yatağında saçını okşayan,
İyi gününde boynuna sarılan,
Mezarının başında toprak atan kim ise
Sen de öylesin, işte o kadar.
Hayat dediğin bu!
Hayat dediğin bu kadar…
Hiç ölmezmiş gibi yaşa sen
Zaman akar nasılsa kıyısına tutunamayan
Dalgalar gibi savrulur ruhun da
Hiç gönül kırdım mı diye hayıflanmadan…
O bekler, bu bekler, şu bekler derken
Kaçırdığın kendinsin anlamadan…
Geçen ömrünü geçmişten say sen yine de!
İster bil, ister durma hoyratlan…
Üstüne bide insanım insan diye gururlan.
Hayat dediğin bu!
Hayat dediğin bu kadar…
Sevmeyi, sarılmayı, yara sarmayı bilmeyenin
Olsun samurdan kürkü ne gam!
“Taş taşa değmeden olmaz ya duvar”
Aklın yerine teninde değilse derman
Ama ille de yapmak için değil yıkmak içinse çaban
Ah be hiç mi bilmezsin
Ya uyumaya yattığın yataktan çiçek olarak uyanırsan?
Yalan işte yaşadım dediğin.
Bak her şey kara toprak…
Bahçelerim olsun diye eyleyip gönlünü
Fanisin çiçek sevmeyi anlayamayan
Yönetirim sandığın zaman
Her nefeste kesiyor ipini seni dünyaya bağlayan…
Hayat dediğin bu!
Hayat dediğin işte bu kadar…
Yattığın yataktan eninde sonunda çiçek olarak uyanacaksın, ey insan…
18.07.2023
Ankara
Yorumlar
Yorum Gönder